İSTİKLÂL HARBİ'NİN ANA HATLARI
Osmanlı İmparatorluğunca kaydedilmiş olan Birinci Dünya Harbi, İtilâf devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imza edilen MONDROS Mütarekesinin 30 Ekim 1918 tarihinde yürürlüğe girmesi ile sona erdi.
Mütarekenin imzalanmasından sonra İtilaf devletleri, mütareke hükümlerine uymaya gerek görmeden çeşitli bahenelerle yurdun çeşitli bölgelerini işgale başladılar.
Bu işgaller sırasında; 9-12 Kasım 1918 tarihleri arasında 73 parça harp gemisinden ibaret İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan harp gemileri ÇANAKKALE boğazından geçerek 13 Kasım 1918 günü İSTANBUL limanına demirledi.
Fransızlar 7 Aralık 1918'de ADANA ve MERSİN'i; İngilizler 17 Aralık 1918'de GAZİANTEP'i, 22 Ocak 1919'da KAHRAMANMARAŞ'ı, 24 Mart 1919'da URFA'yı; İtalyanlar 14 Mayıs 1919'da ANTALYA, FETHİYE, BODRUM ve KONYA'yı işgal etti; İngiliz askerleri SAMSUN ve MERZİFON'u kontrolları altına aldı, doğuda İngilizlerin teşvik ve yardımını gören Ermeniler başkaldırdı. GAZİANTEP, KAHRAMANMARAŞ ve URFA'yı İngilizler sonradan Fransızların devretti.
Türk İstiklâl Harbi, MONDROS Mütarekesinin tek taraflı ve yanlış uygulamasının son safhasını teşkil eden, Yunanlıların 15 Mayıs 1919'da İZMİR'e çıkmaları ile başladı.
Yurdun birçok yerlerini işgal etmiş olan İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Ermeni kuvvetlerine karşı başlangıçta millî kuvvetlerle, daha sonra teşkilâtlı ordu ile karşı konuldu; sonunda, Yunanlılar hariç, diğerleri ile yapılan anlaşmalarla, Doğu ve Güney Cephelerinde bir dereceye kadar emniyet ve sükûnet sağlanabildi ve Misak-ı Milli hudutlarına ulaşıldı.
Ancak, Ege bölgesine çıkmış olan Yunanlılar ile mücadeleye, Eylül 1922'ye kadar aralıksız olarak devam edildi.
10 Ocak 1921'de POYRA-İNÖNÜ batısı hattına kadar ilerlemiş olan Yunan Ordusu, önce, 11 Ocak 1921'de Birinci İnönü Muharebesinde; sonra, aynı bölgede yedi gün devam eden ve 31 Mart 1921'de sona eren İkinci İnönü Muharebesinde mağlup edilerek geri çekilmeğe mecbur edildi.
KÜTAHYA-ESKİŞEHİR MUHAREBELERİ sonunda Türk Ordusunun SAKARYA doğusuna çekilmesinden sonra, 22 Ağustos 1921 tarihinde POLATLI-HAYMANA hattına kadar ilerlemiş olan Yunan Ordusu, burada 22 gün (23 Ağustos-13 Eylül 1921) devam eden Sakarya Meydan Muharebesinde, Anadolu'yu işgal amacından vazgeçmek ve AFYON-ESKİŞEHİR hattına çekilerek burada savunmak zorunda kaldı. Nihayet, 26 Ağustos 1922'de başlayan ve 30 Ağustosta sona eren Büyük Taarruzda kesin yenilgiye uğratıldı ve 9 Eylül 1922'de denize döküldü. Böylece, üç yıl dört ay devam eden Türk İstiklal Harbi, Türk Ordusunun zaferi ile sona erdi.
DOĞU VE GÜNEY CEPHELERİ
DOĞU CEPHESİBirinci Dünya Harbi'nde Türk ordusuna karşı Galip Devletler yanında savaştığını ileri süren Ermeniler, İmparatorluk topraklarının paylaşılmasıyla ilgili olarak Paris'te toplanmış bulunan konferansta sahneye çıktılar ve doğuda Kafkasya'dan Akdeniz'e kadar uzanan ve Anadolu'nun hemen hemen yarısını içine alan, "Büyük Ermenistan" kurma hayallerini savundular. Ermeniler bu emellerini gerçekleştirmek için, Birinci Dünya Harbi sonlarında Erivan bölgesinde kurmuş oldukları Ermenistan sınırları içinde ve dışında kalan, Özellikle Erivan, Kars ve Nahcivan bölgelerindeki Türkleri kitle halinde yok etmeye ya da başka yerlere göçe zorladılar. Ermenilerin Türkleri katletmesi olayları, Türk Ordusunun Mondros Mütarekesi hükümlerine göre bölgeden çekilmesi üzerine daha da yoğunlaştı.
Bölgede yaşayan Türk halkı kendilerini Ermenilere karşı korumak için milli şuralar kurdular. Bunlar Artvin, Ahıska bölgesinde Acara Milli Şura Hükümeti, Kars, Ardahan, Göle bölgesinde Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti, Kağızman Milli Şurası, Kulp, Zenginbaşar, Nahcivan ve Ordubad Milli Şuraları idi.
Kurulan bu Şura Hükümetlerinin komşuları Gürcistan, Azerbeycan ve Ermenistan 9 Nisan 1918'de Rusya'dan ayrılıp Kafkaslar Ötesi Birliği Cumhuriyetini kurdular. Arkasından Gürcistan istiklâlini ilan edip Almanların himayesine girince bu Cumhuriyet dağıldı ve üç müstakil devlete bölündü.
Mondros Mütarekesinden sonra bir generalin komutasında Kars'a gelen İngiliz birliği, başlangıçta Milli Şurayı kabul etmişti. Fakat 13 Nisan 1919'da Şura'yı basarak dağıttılar ve bölgenin idaresini ellerine aldılar. 20 Nisan 1919'da ise Kars'a Ermeni askerlerini getirerek idareyi Ermenilere devrettiler. Böylece Ermeniler İngilizlerin yardımıyla Türk topraklarına girdiler ve Güneybatı Kafkas ile Nahcivan Şura hükümetlerinin bölgelerini işgal ettiler.
Ermeni çeteleri işgal ettikleri bölgelerdeki Türkleri katletmeye devam ederken silâhlı kuvvetleri ile de hudutlarını genişletmek için hazırlıklarını sürdürdüler, İngilizlerden yeteri kadar askeri yardım aldılar. Batı Anadolu'da Yunanlıların Miln hattından ikinci işgal hareketine başladıkları gün (22 Haziran 1920) Ermeniler de doğudan batıya Oltu ve Bardız'a doğru taarruza başlamış lardı.
Oltu bölgesinde çok kanlı çarpışmalar oldu ve Kuvayi Milliyenin yaptığı baskınlar sonucunda Ermeni taarruzları kırıldı.
Bardız bölgesinde ise Kuvayi Milliye, üstün Ermeni kuvvetleri karşısında tutunamayarak geri çekilmek zorunda kaldı. 9 ncu Kafkas Tümeninin karşı taarruzları ile bu bölgedeki Ermeniler de bozguna uğratıldı.
Ermenilerin Türk topraklarını işgalleri sırasında, Gürcüler de İngilizlerin yardımıyla önce Ahıska'yı işgal ettiler. 1920 Şubat ayı içinde ise Şavşat'ı, Ardanuc'u ve Ardahan'ın bir kısmını işgal ettiler. Batum'u da işgal etmek üzere hazırlandıkları sırada bölge halkının İngilizlere müracatı üzerine işgal edemediler ve Batum civarı İngilizlerin kontrolünde kaldı.
3 Mayıs 1920'de Sovyet Kızılordusunun Gürcistan üzerine yürümesi karşısında Batum'da bulunan İngilizler, Gürcüleri, Bolşeviklere karşı direnmeye teşvik maksadıyla 7 Mayıs 1920'de Artvin'deki kuvvetlerini çekerek burasını Gürcülere teslim ettiler. Ayrıca Gürcistan'ın ekonomik çıkarlarını sağlama bağlamak kaydıyla, daha önce tarafsızlığını ilan ettikleri Batum'u da Gürcistan'a terkettiler.
Ermenilerin gerek yukarıdaki Türkler aleyhine geliştirdikleri olaylara, gerekse Haziran 1920'den itibaren Oltu bölgesinde başlattıkları taarruz ve işgal hareketlerine artık bir son vermenin zamanı gelmişti. Ayrıca bu sıralarda siyasi yönden Ruslar ile başlayan ilişkileri geliştirebilmek bakımından, direkt olarak sınırdan bağlantı kurmak ve işgal altındaki Türk topraklarının kurtarılması zorunlu bir hal almıştı.(x)
Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Doğu Cephesi Komutanlığı birlikleri, TBMM'den aldığı yetkiyle 28 Eylül 1920'den itibaren Sarıkamış-Kars-Gümrü (Leninakan) genel doğrultusunda taarruza başladı. 29 Eylül'de Sarıkamış, 30 Ekim'de de Kars geri alındı. İleri harekâtını sürdüren Türk kuvvetleri, 7 Kasım 1920'de Gümrü'deki son Ermeni direnişini kırarak,doğuda ilk zaferini kazandı.
Ermenilere karşı girişilen bu harekât sonunda tesbit edilen iki taraf kayıpları şöyleydi.
Türk Kayıpları: Toplam 6 şehit, 21 yaralıdan ibaretti.
Ermeni Kayıpları: 51'i Kars'ın işgaliyle ilgili harekât ve muharebelerde olmak üzere, toplam 95 ölü, yine Kars'a yapılan harekâtla, içlerinde biri bakan olmak üzere bir kısım yüksek memurlarla birlikte üçü general ve çeşitli rütbede 50 subayla, sayılan 500'ü bulan er esir edilmişti. (xx)
(x) Galip Devletler, Türkiye'nin doğuda Ruslarla bağlantı kurmalarını engellemek için Birinci Dünya Harbi sonlarına doğru Azarbaycan, Gürcistan ve Ermenistan'dan oluşan bir Kafkas Bloku kurmuşlardı.
(xx) 17 Kasım 1920'de yenilgiyi kabul ederek mütareke istiyen Ermenilerden mütareke şartı olarak biner mermisi ile birlikte 2000 tüfek, 3 batarya seri ateşli dağ topu, koşulu 40 makinalı tüfek alınarak Doğu cephesinin ilk zafer hediyesi olarak Batı cephesine gönderildi.
TBMM Hükümeti kuvvetlerinin Doğu Cephesinde askeri alanda Ermenilere karşı elde etmiş olduğu zafer üzerine, Türk ve Ermeni delegeleri arasında 2/3 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşması imzalandı.
Kısaca bu Antlaşma gereğince doğuda tesbit edilen sınır, sonradan Moskova ve Kars Antlaşmaları ile de doğrulanan şimdiki Türkiye Cumhuriyeti — Sovyet Rusya arasındaki sınırdır. Bununla Misak-ı Milli'nin (Milli Yemin) Türk toprakları kapsamına aldığı Kars İli artık anavatana kavuştuğu gibi Ermeni işgalindeki Iğdır ve Tuzluca ilçeleri de, Kars İl'i sınırları içinde olarak Türkiye'ye bırakılmış oluyordu. Bu antlaşma yerini, sonradan imzalanan Moskova (16 Mart 1921) ve Kars (13 Ekim 1921) antlaşmalarına bıraktı.
Gümrü Antlaşması, ANKARA HÜKÜMETİ'nin ilk siyasi zaferi ve antlaşması oldu.
Gürcistan ile olan sorunlar ise barışçı yollarla çözümlendi. Dışişleri Bakanlığınca 22 Şubat 1921 tarihinde Ankara'da Gürcü Elçiliğine verilen bir nota ile Ardahan ve Artvin kazalarının terkedilmesi istendi. Gürcüler bu isteği kabul ederek bölgeyi Türk birliklerine teslim ettiler. Türk birlikleri bu bölgeleri teslim aldıktan sonra ileri harekâtına devam ederek 1921 yılı Martında Batum, Ahıska, Ahılkelek bölgesini ele geçirdi.
Bununla doğu sınırlan güvence altına alındığı gibi, Doğu Cephesi'nde serbest kalan kuvvetlerden, iki tümenin, Yunan istila hareketine karşı yoğunluk kazanan Batı Cephesi komutanlığını desteklemek üzere batıya kaydırılması imkânı elde edildi. Yine bu cepheden serbest kalan bir hayli silahın ve Özellikle topların da Batı Cephesine gönderilmesi suretiyle bu cephenin ikmal ve takviyesi sağlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder