AHMED FAKÎH

           
·   Horasan’dan Anadolu’ya ( Konya ) göç eden erenler arasındadır.
·   Fuad Köprülü Ahmed Fakîh’i ilk kez “Türk Yurdu” adlı mecmuâsında ele almıştır. Bu, Ahmed Fakîh hakkında yararlanabileceğimiz önemli bir kaynaktır.
·   Anadolu’da yazılmış olan eski Velâyet-nâmeler ve Menâkıb-nâmelerde de adına sıkça rastladığımız bir şairdir ve bu eserlerde de adından övgüyle bahsedilmektedir.
·   Fıkıh ilmiyle uğraştığı ve Mevlânâ’nın babası Bahâaddin Veled’den fıkıh dersi almasından dolayı ismi Ahmed Fakîh olmuştur.
·   Eflâkî’nin “ Menâkıbü’l- ârifîn” adlı eserinde ve Hacı Bektaş Velî Menâkıb-nâmelerinde O’nun isminden övgüyle bahsedilmiştir.
·   Ahmed Fakîh’in isminin zikredildiği diğer önemli eserler arasında:
* Seyyîd-i Hârun-ı Velî’nin Menâkıb-nâmesi
      * Kirdeci Ali’nin “Kesikbaş Destânı” adlı eseri ve bir de
      * Şeyh Evhâüddin Kirmânî’nin Menâkıb-nâmesi’ni saymak mümkündür.
·   Rivâyetlere göre, Ahmed Fakîh daha küçük yaşlardayken, Mevlânâ O’nu yolda gördüğü zaman “ilmin denizi” geliyor diye kendisine atıfta bulunurmuş. Bu da Mevlânâ’nın bir kerâmeti olarak nitelendirilmektedir.
·   Tarihte Ahmed Fakîh adında birden fazla şair olabileceği yönündeki ilk iddiâları ortaya atan isim ise Abdûlbâkî Gölpınarlı’dır. Osman Fikri Sertkaya ise tarihte Ahmed Fakîh adında beş tane daha şair; hattâ bu şairlerden birinin adının ise Sulı Fakîh olduğu inancındadır. Tabî bu görüşlerin hepsi birer iddiâdan ibârettir.
·   Semih Tezcan, O’nun 1350’li yıllarda yaşadığını iddiâ etmektedir. Bu görüş de Ahmed Fakîh’in XIII. yüzyıl şairlerinden olduğu yargısını tehlikeye sokmaktadır. Ölüm tarihi ile ilgili ise farklı görüşler vardır.
·   Ahmed Fakîh hayatının bir bölümünde Hac ziyaretinde bulunmuş; Medîne, Kudüs ve Şam gibi dönemin önemli şehirlerini yakından tanıma fırsatını bulmuştur.
·   Ahmed Fakîh bizim için önem teşkil eden iki önemli eseri vardır:

      a ) Çarh-nâme
      Bir kasîdedir. “Mefâ’îlün / mefâ’îlün / fe’ûlün kalıbıyla yazılmıştır. Bugün elimizde 83 beyiti bulunan kasîde söylenmiş bir manzûmedir.Kasîdenin, Eğridirli Hacı Kemal’in “Câmî-ü’n-nezâir adlı nazîresinde bulunduğu; fakat bu sayfanın da koparak kaybolduğu iddiâ edilmektedir. Burada önemli olan unsur ise Eğridirli Hacı Kemal’in bu eserinin indeksinde kasîdenin aslında 100 beyit olduğu yönündeki ibâreleridir.
      Ahmed Fakîh’in bu eserinde, feleğin dönekliği, zamanın gelip geçici bir özelliğe sahip olduğu ve insan bedeninin fânîliği gibi konulara değindiğini görmekteyiz.
      Dil tarihi açısından önemli bir eserdir; Anadolu Türkçe’sinin ilk ürünlerindendir, keli- me kadrosu ve söz dizimi bakımından dikkat çekicidir.

      “ Dirîgâ çarhun elünden hezârân
         Ki kılmışdur mu’attal bunca kârân”

      Dirîgâ: Eyvahlar olsun! anlamında tâbir edilen sözcüktür.
      Hezârân: Binlerce
      Mu’attal: İşe yaramaz
      Kârân: Yararlar, faydalar

      “ İşid imdi bu ahvâl-i kardaş
         Çün ümmetdür biri birinr ihvân”

      İhvân: Kardeşler

     b ) Kitâb-ı Evsâf-ı Mesâcîdi’ş –Şerife ( Şerefli Mescitlerin Özellikleri )
      Bugün kitabın tek nüshası mevcuttur ve su anda British Museum’da muhafaza edilmektedir.
      Eser, bir mesnevî olmasına rağmen, eserde, hece vezni kullanılmış gazellere ve kasîde formu kullanılmış bölümlere rastlanmaktadır.
      Eserinde Hac ziyâretindeyken yaşadıklarını anlatmıştır. Zâten eseri asıl yazış amacı da Hac ziyâreti sonrası Hac’ca gidemeyen diğer yakınlarının, Fakîh’den, Hac’da iken yaşamış ve görmüş olduğu yerleri anlatmasını istemelerinden kaynaklanan bir duyguya dayanmak-
tadır.Fakat bazı araştırmacılara göre eserin daha kapsamlı olabileceği yönündeki inançla-
rı da bugün hâlâ tartışılan bir muammâdır.
      Eser aynı zamanda Türk seyahât  edebiyatını ilk ürünü olması itibâriyle önem teşkil et-
mektedir.

      “ Salavat vir Resûlullâh’a Ahmed
        Uzatma kasr eyle sen dîvânı”

      Kasr eyle- : Kısaltmak
      Dîvân : Şair bu sözcükle kendi yazmış olduğu bu kitabını ifâde etmektedir. 


       BİBLİYOGRAFYA
·   Mecdut Mansuroğlu, Ahmed Fakîh (Çarh-nâme), İstanbul, 1956
·   Hasibe Mazıoğlu, Ahmed Fakîh (Kitâb-ı Evsâf-ı Mesâdicîdü’ş-Şerife)
·   Semih Tezcan, Anadolu Türk Yazınının Başlangıç Döneminde Bir Yazar ve Çarh-nâme’nin Tarihlendirilmesi Üzerine, Türk Dilleri Araştırmacıları, 4, 1994
·   Osman Fikri Sertkaya, Ahmed Fakîh, DİA, cilt.2, İstanbul, 1989

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder