Atatürk'ün Hayatı-3


CUMHURİYETİN 10. YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE
ATATÜRK'ÜN NUTKU – ORİJİNAL
Türk Milleti!
Kurtuluş savaşına başladığımızın 15'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını  doldurduğu en büyük bayramdır.
Kutlu olsun!
Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, Temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek  Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkarane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en  geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk  illeti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.
Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da,  güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz  alışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk Milleti,
On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Milleti!
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
Ankara, 29 Ekim 1933 CUMHURİYETİN 10. YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE
ATATÜRK'ÜN NUTKU - YENİ TÜRKÇE
Türk Ulusu!
Kurtuluş Savaşı'na başladığımız 15'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
Kutlu olsun!
Bu anda büyük Türk Ulusunun bir bireyi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinici ve coşkunluğu içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki başarıyı, Türk Ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunluluğunda ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız. Ulusumuzu en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bize zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşetici görüşüne göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmektedir. Geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. Bunda da başarılı olacağımıza kuşkum yoktur. Çünkü Türk ulusunun karakteri yüksektir. Türk ulusu çalışkandır. Türk Ulusu zekidir. Çünkü Türk Ulusu, ulusal birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Çünkü Türk Ulusunun yürütmekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müsbet  bilimdir. Şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan Türk Ulusunun tarihsel bir niteliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusuna ara vermeden ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek ulusal ülkümüzdür. Türk ulusuna çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda, kendine düşen uygarca vazifeyi yapmakta başarılı kılacaktır. Büyük Türk Ulusu! On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde başarı vaat eden çok sözlerimi işittin. Mutluyum ki, bu sözlerimin, hiçbirinde, ulusumun, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, ulusal ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk Ulusunun büyük ulus olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Hiçbir an kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar yeteneği, bundan sonra ki  elişmesi ile, geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk Ulusu!
Sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus bayramını daha büyük onurla, mutluluklarla, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
29 Ekim 1933
ATATÜRK'ÜN BAZI ÖZDEYİŞLERİ
- Ne mutlu "Türküm" diyene.
- Geldikleri gibi giderler.
- Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak  Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
- Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim.
- Yurtta sulh, cihanda sulh.
- Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum.
- Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür.
- Doğruyu söylemekten korkmayınız.
- Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir.  Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve  hissediyorsanız bu yeterlidir.
- Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır.
- Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.
- Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri !
- Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine  ve refaha ulaştırmaktır.
- Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.
- Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden  sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler  kazanmaya devam edeceğiz.
- Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise,  "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir.
- Egemenlik verilmez, alınır.
- Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.
- Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
- Öğretmenler: Yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır.
- Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
- Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının  yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır.  Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz
ve yaşamayacaktır.
- Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.
- Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur.

ATATÜRK'ÜN YAŞAMINDAKİ OLAYLAR
(KRONOLOJİK SIRA)

1881  Mustafa'nın Selanik'te dünyaya gelmesi.
1893 Mustafa Selanik'teki Askeri Hazırlık Okuluna başlar ve burada öğretmeni tarafından kendisine ikinci ismi "Kemal" verilir.
1895  Mustafa Kemal Manastırdaki Askeri Liseye başlar.
1899  Mustafa Kemal İstanbul'da Harbiye'nin hazırlık sınıfına başlar.
1902 Mustafa Kemal Harbiye'den mezun olur ve buradan sonra Harp Akademisine
devam eder.
11 Ocak 1905 Mustafa Kemal Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun
olur ve Şam'da bulunan Beşinci Orduda görev almak üzere Şam'a gönderilir.
Ekim 1906 Mustafa Kemal ve arkadaşları Şam'da "Vatan ve Hürriyet" adıyla gizli bir
dernek kurarlar.
Eylül 1907 Mustafa Kemal Üçüncü Orduya tayin edilir ve Selanik'e gönderilir.
13 Eylül 1911 Mustafa Kemal İstanbul'daki Genel Kurmaya tayin edilir.
9 Ocak 1912 Mustafa Kemal Libya'daki Tobruk taarruzunu başarılı bir şekilde yönetir.
25 Kasım 1912 Mustafa Kemal Hareket Başkanı olarak Akdeniz Boğazları özel Kuvvetlerine
atanır.
27 Ekim 1913 Mustafa Kemal Sofya'ya Askeri Ataşe olarak atanır.
25 Nisan 1915 İttifak Devletleri Arıburnuna çıkarma yaparlar ve Mustafa Kemal Tümeni ile ilerlemelerini durdurur.
9 Ağustos 1915 Mustafa Kemal Anafartalar Grup Kumandanlığına getirilir.
1 Nisan 1916 Mustafa Kemal Tuğgeneralliğe terfi eder.
6-7 Ağustos 1916 Mustafa Kemal Bitlis ve Muş'u düşmandan geri alır.
31 Ekim 1918 Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olur.
30 Nisan 1919 Mustafa Kemal Erzurum'da bulunan Dokuzuncu Orduya geniş yetkilerle
Müfettiş olarak atanır.
16 Mayıs 1919 Mustafa Kemal İstanbul'u terkeder.
19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Samsun'a ayak basar.
8 Temmuz 1919 Mustafa Kemal gerek Üçüncü Ordu Müfettişliği görevinden gerekse
ordudan istifa eder.
23 Temmuz 1919 Mustafa Kemal Erzurum Kongresi Başkanlığına getirilir.
4 Eylül 1919 Mustafa Kemal Sivas Kongresi Başkanlığına getirilir.
27 Aralık 1919 Mustafa Kemal İcra Heyeti ile Ankara'ya gelir.
23 Nisan 1920 Mustafa Kemal Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisini açar.
11 Mayıs 1920 Mustafa Kemal İstanbul hükümeti tarafından ölüme mahkum edilir.
5 Ağustos 1921 Mustafa Kemal Büyük Millet Meclisi tarafından Başkumandan olarak atanır.
23 Ağustos 1921 Türk birliklerinin Mustafa Kemal tarafından yönetildiği Sakarya savaşı başlar.
19 Eylül 1921 Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ile Gazi unvanını verir.
26 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Büyük Taarruzu Kocatepe'den yönetmeye başlar.
30 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Paşa Dumlupınar savaşını kazanır.
10 Eylül 1922 Gazi Mustafa Kemal İzmir'e girer.
1 Kasım 1922 Büyük Millet Meclisi, Gazi Mustafa Kemal'in Hilafetin kaldırılması Yönündeki önerisini kabul eder.
14 Ocak 1923 Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım İzmir'de vefat eder.
29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyetinin ilan edilmesi ve Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı seçilmesi.
24 Ağustos 1924 Gazi Mustafa Kemal İstanbul Sarayburnu'nda ilk kez şapka giyer.
9 Ağustos 1928 Gazi Mustafa Kemal Sarayburnu'nda yeni Türk Alfabesi ile ilgili konuşma yapar.
12 Nisan 1931  Gazi Mustafa Kemal Türk Tarih Kurumunu kurar.
12 Temmuz 1932 Gazi Mustafa Kemal Türk Dil Kurumunu kurar.
16 Haziran 1934 Büyük Millet Meclisi bir yasa geçirerek Gazi Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadını verme kararı alır.
10 Kasım 1938 Atatürk vefat eder.
* Kaynak: Atatürk'ün hayatının anlatıldığı kısım; Atatürk'ün Yaşamı I. Cilt 1881-1918 (Türk Tarih Kurumu Yayınları XXIII.Dizi-Sa. 4a)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder