Divanü Lugati't-Türk









Karahanlı dönemi Türk edebiyatının kronolojik sıraya göre ikinci önemli eseri Divanu Lugati't-Türk'tür. Kaşgarlı Mahmud tarafından 1074'te Bağdat'ta tamamlanmış olan eser Türkçe-Arapça bir sözlüktür. Araplar'a Türkçe öğretmek ve Türkçenin zengin dil  varlığını ortaya koymak, amacıyla yazılmıştır.
Divanu Lugari’t-Türk'te 7500 dolayındaki Türkçe kelimenin Arapça karşılıkları verilmiş; Türk illeriyle, Türkçenin Türkmen, Oğuz, Çiğil, Kırgız v.b. Türk boylarının dilleri tanıtılmıştır. Eser Arapça olmakla birlikte, içinde halk dilinden ve edebiyatından alınmış çok sayıda kelime, deyim, atasözü ile şiir örnekleri bulunmaktadır. Türkçe kelimelerin açıklanışı sırasında 400 dolayında dörtlükten oluşan manzume ve atasözleri (sav) örnek verilmiştir. Bu manzum parçalar, Türk topluluklarının yaşama tarzları hakkında bilgi verdikleri gibi geçmişin destan konusu olabilecek savaş v.b. olaylarından da izler taşırlar. Destan parçaları, Müslüman Türk boylan ile Müslümanlığı henüz kabul etmemiş olan Türk boylan arasındaki mücadeleleri anlatması bakımından ilginçtir. Kaşgarlı kendi ifadesine göre söz konusu bu malzemeyi Türk illerini dolaşarak toplamıştır. Eserin sonunda tarihi değer taşıyan o zamandaki Türk illerini gösterir bir de harita bulunmaktadır.

 Divanu Lügati't-Türk, Türkçenin bilinen  ilk sözlüğü, ilk dil bilgisi kitabı, ilk edebiyat antolojisi hatta Türk dünyası ansiklopedisidir. Çünkü sözlük olmasının yanı sıra hazırlanışı ve içindekiler bakımından döneminin dili, edebiyatı, tarihi, coğrafyası, folkloru ve sosyolojisi hakkında değerli bilgiler vermektedir. Eserin en dikkate değer yanlarından biri 10. ve 11.yüzyıllarda, Türk illerindeki, özellikle Orta Asya'daki Türk boylarının kullandıktan değişik lehçelerle ağızlar hakkında bilgi içermesidir. Kaşgarlı Mahmud, eserinde çeşitli Türk lehçeleri hakkında bilgi verdiği gibi bu lehçeleri edebî lehçe oluşları bakımından da inceleyip değerlendirmiştir. Eserde Türk lehçeleri iki ana grupta toplanmıştır. Bunlardan biri "Hakaniye" öteki ise "Oğuz Türkçesi"dir. Hakaniye lehçesi, Kaşgar, Balasagun gibi Karahanlılar'ın büyük yerleşim merkezlerinde kullanılan Türkçedir. İslâmi Türk edebiyatının ilk örnekleri olan Kutadgu Bilig, Atabetü'l-Hakayık gibi eserler bu lehçe ile yazılmıştır. 14.yüzyıldan itibaren Çağatay lehçesi diye adlandınlan Hakaniye Türkçesi, doğu Türkçesi olarak da bilinir. Bu lehçe, Uygur, Argu, Çigil, Yağma Türkleri
ile muhtemelen Karluk Türkleri tarafından da kullanılmıştır. Oğuzca ise o yüzyıllarda Oğuz, Kıpçak, Peçenek ve Bulgar Türkleri'nin diliydi. Daha sonra batı Türkçesi de denilen Oğuzcanın temeli Göktürk yazıtlarının diline dayanmaktadır. Ancak söz konusu lehçe esas varlığını 13.yüzyıldan itibaren özellikle Anadolu'da göstermiş olup bu lehçe ile önemli eserler verilmiştir. Kaşgarlı Mahmud'un edebî Türk lehçeleri üzerine yaptığı bu gruplandırma günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Gerçekten de Türk dili tarih boyunca belli başlı bu iki ana lehçede edebî eser vermiştir.

Eser üzerinde yapılan çalışmalara gelince: Türkiye'de Divan üzerindeki ilk çalışmayı aynı zamanda eseri bulan Kilisli Muallim Rifat (Bilge)yapmıştır. Bu çalışma 1915-1917 yıllarında üç cilt olarak basılmıştır. Daha sonra Divan, 1939-1941 arası Besim Atalay tarafından Türkçeye çevrilerek TDK yayınları arasında çıkmıştır. Bu çeviri ikinci kez TDK tarafından tekrar yayımlanmıştır (I. C 1985, II. -III. C ve dizin 1986). Ayrıca 1941'de TDK, 1990'da da Kültür Bakanlığı Divan'ı tıpkıbasım olarak basmıştır. Öte yandan eserin Özbek, Uygur ve Amerika baskılan da yapılmıştır.

Kaynak: Prof. Dr. Mine Mengi,Eski Türk Edebiyatı Tarihi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder